Manchester Kralı: Eric Cantona

Sezon sonu Auxerre takımına geri dönen Cantona, burada 68 maça çıkıp 21 gole imza attı ve adından söz ettirmeye başladı. 1988 yılında ise doğduğu şehre geri dönüp Marsilya takımına 2 milyon frank karşılığında transfer oldu.

Marsilya takımında istenilen performansı gösteremeyince Bordeaux takımına, ardından Montpellier takımına kiralandı Cantona. Burada iyi bir başlangıç yapıp takımının Fransa Kupası zaferine ulaşmasına katkı sağladı. Ancak takım arkadaşı Jean Cloude Lemoult’un suratına krampon fırlatınca disiplinsiz davranışı yüzünden istenmeyen adama döndü ve sezon sonu 1 milyon frank karşılığında Nimes takımına transfer oldu.

Nimes takımında iyi bir başlangı yapıp kaptanlığa kadar yükseldi ancak vukuatları bitmedi. Bir maçta hakemin kararına tepki gösterip topu hakemin suratına fırlattı ve disiplin kurulu tarafından 1 ay futboldan uzaklaştırıldı. Kendisine bu cezayı veren federasyon yetkililerine “beyinsizler, salak” sözlerini kullandığı için cezası 2 ay daha uzadı ve futbolu bırakma kararı aldı. Ancak Platini kendisini ikna ederek futbola dönmesini sağladı.

Nimes kulübü Cantona’nın sözleşmesini tek taraflı feshetti. Cantona 6 ay boyunca kulüpsüz kaldı ve bu dönemde sürpriz bir şekilde İngiltere’nin Leeds United takımından transfer teklifi aldı. Böylelikle İngiltere macerası başladı.

Cantona’nın Leeds macerası çok güzel başladı. Elland Road’un sembol isimlerinden biri haline geldi kısa sürede. Çıktığı 30 maçta attığı 13 golle takımına sezon sonunda şampiyonluğu getirdi ve Sir Alex Ferguson’un yönettiği Manchester United’ın kıskacına girdi.

1992-93 sezonunun devre arasında Manchester United’a transfer oldu. Şampiyonluk hasreti çeken Manchester takımına katıldığı ilk sezonda şampiyonluğu getirdi. Taraftalar ona “Eric The King” lakabını taktı.

Ertesi sezon Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray ile Manchester United karşı karşıya geldi. 3-3 biten maçın rövanşında Ali Sami Yen’de maç 0-0 sona ermiş, Manchester United elenmişti. Ancak bu maçın son dakikasında Cantona hakeme bulunduğu ithamlar yüzünden oyundan atılmış, polislerle laf dalaşına girmiş ve 4 maç ceza almıştır.

Böylesine kötü başlayan sezonun sonunda Cantonalı Manchester United, İngiltere Premier Ligi’ni şampiyonlukla tamamladı ve bir sonraki sezonda da aynı başarıyı tekrarladı.

1995 yılına gelindiğinde olaylı geçen kariyerinin en büyük olayını yaşadı Eric Cantona. Crystal Palace maçında gördüğü kırmızı kart sonrası oyundan çıkarken rakip takımın taraftarı Matthew Simmons’un söylediği kötü sözler üzerine kendisini tutamadı ve taraftara uçan tekmeyle karşılık verdi. Tarihe “Kung-Fu kick” olarak geçen bu uçan tekme sonrasında sahalardan 9 ay uzak kaldı. 2 haftalık hapis cezası 120 saatlik kamu hizmetine çevrildi.

9 aylık futboldan uzak kalmanın sonrasında sahalara geri dönen Eric Cantona, şovuna kaldığı yerden devam etti. Manchester United ile 2 sezon daha üst üste şampiyonluk yaşadı ve en değerli futbolcu seçildi. 1997 yılına gelindiğinde Cantona, 31 yaşında kariyerinin zirvesinde herkesi şok eden o kararı verdi: Futbolu bıraktı.

Kendisini ikna etmeye çalışan insanlara ise “Benim en büyük hedefim bir mesleği zirvesinde bırakmaktı. Artık sanatla uğraşacağım.” sözleriyle cevap verdi.

Futbolu bıraktıktan sonra sanatla ilgilenmeye başlayan Cantona; birçok filmde oynadı, yönetmenlik yaptı. Liam Gallagher'ın klibinde oynadı. Resime, heykele küçüklüğünden beri ilgisi vardı ve bu ilgisini devam ettirdi. New York Cosmos takımının sportif direktörlüğünü yaptı.

2012 yılında Galatasaray-Fenerbahçe derbisi için ülkemize geldi ve dünya derbilerinin belgesellerini yaptığı programında Türk derbisine de yer verdi. Aynı zamanda kendisi Fransa'nın Sorbonne Üniversitesinde Felsefe bölümünü bitirdi. Yazdığı birçok şiir de bulunmaktadır.

"Bugün hala taraftarların adımı bağırması beni çok gururlandırıyor. Ama bir gün beni unuturlarsa diye çok korkuyorum çünkü onları çok seviyorum. İnsan sevdiklerini kaybetmekten korkar."

-Eric Cantona