Milenyumun başından bu yana teknoloji ile yatıp teknoloji ile kalkıyoruz. Günlük hayatımızda teknolojinin, yani elektrikli aletlerin girmediği hiçbir kısım yok. Hatta yakın zamanda insan yaşamının sanal ortama aktarılması üzerine ortaya atılan Metaverse gibi oluşumları merakla izliyoruz. Sonuçta teknolojinin son otuz yıldır bize kişisel bazda hizmet ettiğini görebiliyoruz. Toplumumuzun genç yapısı göz önüne alındığında birçok kişi bu teknoloji çağının içine doğdu. Kendilerini telefon, bilgisayar ve internet terimlerine alıştırmak zorunda kalmadılar.
Bilgiye ulaşım oranından tedaviye, iletişimden yıldızlar arası gözlemlere kadar birçok teknolojik gelişim sürekli olarak karşımıza çıkıyor. Şimdilerde fiziki evreni bırakıp sanal evrene geçmek bir kenarda dursun, kişileri meraklandıran başka sorular akıllara geliyor. En önemli sorulardan biri gelişen teknolojinin insanların biyolojik ve psikolojik dünyasına olan etkisi gibi görünüyor. Teknoloji çağında doğmayan insanların birçoğu teknolojinin hayatımıza bu kadar dahil olmadığı zamanlarda daha sosyal, aktif ve mutlu olduğunu iddia ederken bu teknoloji ile doğmuş olan, özellikle 1990 yılı ve sonrası, insanlar teknolojinin insan doğasındaki etkilerinin tamamen olumsuz olmadığını savunuyor. Peki uzmanlar bu konuda ne diyor?
Uzmanlar genellikle teknolojinin çok geniş bir kavram olduğunu ve asıl önemli konunun 5N 1K sorularında gizli olduğunu belirtiyor. Yani insanların teknolojik aletleri yakınında bulundurarak veya tüm gün kullanarak fiziksel olarak maruz kaldıkları radyo dalgalarından dolayı hasta olabileceklerini ancak bu radyo dalgalarını nasıl, ne kadar ve ne zaman aldıklarının da önemli olduğunu belirtiyorlar. Örneğin çocukların tablet, telefon veya bilgisayar başında geçirdiği vakit ve yaptığı aktivite çocukların yararına da olabilir zararına da. Sonuçta ekranların vücuda göndermiş olduğu radyo frekansları aslında tüm dünyada kullanılan uydulardan, radyolardan ve benzeri aletlerden sürekli olarak en az yüz yıldır yayılıyor.
Teknolojinin kişiler üzerindeki fiziksel ve ruhsal etkileri; zihinsel ve sosyal becerilerinde bozukluk, öfke ve korku problemi, teknoloji bağımlılığı, görme problemleri, kas ağrıları, bedenin iskelet yapısında bozulma, eklem yapısında uyuşma, baş ağrısı ve yorgunluk olarak görülebilir. Bu etkilerin yanında özellikle bilgi birikimi görece daha düşük olan çocukların internet üzerinden yapacağı araştırmalarda elde edeceği bilgiler yanlış veya saptırılmış olabilir. Çocukların ve gençlerin yaşamlarının ilk dönemlerinde yanlış bilgiler ile donanması ileri zamanlarda verecekleri kararlarda büyük sorunlar yaşamalarına neden olabilir.
Ayrıca yine çocukların ve gençlerin internette akranları veya kendilerinden büyük kişiler tarafından siber zorbalığa maruz kalması özgüven eksikliklerine ve iç dünyalarına çekilmelerine sebep olabilir. Böyle durumlarda ailelerin çocuklarını ve gençlerini internetteki her şeye ve herkese inanmamaları konusunda bilgilendirmeleri gerekmektedir. Siber zorbalığa maruz kaldıklarında, çocukların yalnız olmadıklarını fark etmeleri gerektiği için ebeveynlerini haberdar ederek bu tür durumlardan kurtulabileceklerini bilmeleri önemlidir. Peki, siz teknolojinin insanlara olan yararları ve zararları hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı ve düşüncülerinizi bizimle paylaşabilirsiniz!
0 Yorum