Günümüzde Göbeklitepe hakkında birçok iddia ortaya atıldı ve yapılan araştırmaların sonucu, gerçekler hepimizin gözleri önüne serildi. Gelin Göbeklitepe’nin hikayesine yakından bakalım. Eski kaynaklara göre bir çobanın hayvan otlatması sonucunda fark ettiği Göbeklitepe, dünyanın en eski tapınak alanı olarak gösterilmiştir. Bugüne kadar yalnızca yüzde beşi keşfedilen Göbeklitepe’de büyük kara parçalarının şekilli bir vaziyette bulunmasından dolayı insanların yerleşik hayata geçtiği öngörülmüştür. Birçok araştırma ve arkeolojik inceleme sonucunda gizemini aralamaya başladığımız Göbeklitepe, bugün pek çok insan tarafından farklı yorumlanıyor.
Göbeklitepe nasıl keşfedildi?
Keşfi 1938 yılında gerçekleşen Göbeklitepe‘nin sürüsünü otlatmaya çıkan bir çoban tarafından fark edildiği öne sürülmektedir. Göbeklitepe‘nin keşfedilmesinden önce, eski zamanlarda Şanlıurfa insanlarının Göbeklitepe’ye dilek tutmak için geldikleri biliniyor. Buna ek olarak hasta olan kişiler de buraya gelip şifa dilemekte ve dua etmekteydi. Ayrıca çocuğu olmayan kimselerin de buraya gelip kurban kestikleri biliniyor. Yüzyıllar geçti, bir gün Göbeklitepe’de bir çoban sürüsünü otlatırken iki tane resimli taş gözüne ilişti. Çobanın bulduğu taşlardan biri, yarım insan boyunda bir kertenkeleydi. Bunun ne anlama geldiğini bilmese de önemli bir şey olabileceğini düşünen çoban hemen harekete geçerek bulduğu bu iki taşı Şanlıurfa Müzesi’ne teslim etti. Bu iki taş başlangıçta müzedeki insanların pek ilgisini çekmese de sergilemek üzere müzenin bir köşesine yerleştirilmişti. Sonrasında arkeologların bu bilgiden haberdar olmaları ile Göbeklitepe adeta arkeolog akınına uğradı.
Tapınağın inşası!
Geçmişten günümüze kadar Göbeklitepe hakkında edindiğimiz bilgilere göre Göbeklitepe’nin inşa edildiği dönemlerde insanların, hayvanları avladıkları ve bitki toplayarak küçük kitleler halinde yaşadıkları tahmin ediliyor. Göbeklitepe’nin yapısı incelendiğinde ise ilk kez bu kadar kalabalık kitlelerin bir araya geldiği ortaya çıkmıştır. Uzun yıllar boyunca kullanımı sürdürülen tapınağın bir süre sonra toprak altında kaldığı görülüyor. Ancak, bu kasıtlı bir gömme işlemi mi yoksa doğal bir süreç sonucunda mı bu hale geldi, henüz bilinmiyor. Göbeklitepe için ortaya atılan bir diğer iddia ise Hz. İbrahim’in tapınağı olduğu ve aynı zamanda astrolojide ve mitolojide de önemli bir yıldız olan Sirius’a tapınmak için buraya gidildiği yönündedir.
Göbeklitepe’deki tapınakların bilinçli şekilde gömülmesi!
Göbeklitepe’nin bugüne kadar doğallığını koruması ve bozulmadan bugünlere ulaşması, ilgi duyan herkesi hayrete düşürse de bu güzel alan bize geçmişimizden ipuçları vermeye devam ediyor. Bir iddiaya göre bu şekilde korunmasının sebebi üzerinin kapatılarak yerin altına gömülmesidir. Bu tapınak çevresinde yaşamış insanların zaman içerisinde yiyecek elde etmek amacı ile tarımsal faaliyetler ile ilgilendikleri de yine yapılan kazılarda ortaya çıkmıştır. Tapınağın yanı sıra keşfedilen bu tarım alanları da bize gösteriyor ki insanlar burada yerleşik olarak yaşamışlardır.
Fakat tüm araştırmalara ve bulgulara rağmen tapınakların kimin tarafından, hangi amaçla ve hangi olanaklarla inşa edildiği bir gizem olarak kalmaya devam ediyor.
0 Yorum