Evlilik, kişilerin hislerinin ve davranışlarının şekil aldığı ortak bir çatıdır. Kişiler, hisleri ile davranışları arasında oluşan dengeyi korumak zorundadırlar. Söz konusu aynı evi ve sorumlulukları paylaşmak olduğunda ise bu dengenin korunması zorlaşabilmektedir. Evliliğin temelini oluşturan saygı, sevgi ve özveri aynı çatı altında yaşamaya başlandığında kişiler için bir sorumluluk olarak da ortaya çıkmaktadır.
Kimi zaman yaşanılan yoğun duygular, kişisel sınırların ortadan kalkmasına neden olabilir. Evlilikte var olan kişisel sınırların korunması, karşı tarafa duyulan saygı ve sevginin en belirgin özellikleri arasında yer alır. Evliliklerde kişisel sınırların çizilmesi ve bu sınırların korunması oldukça hassas bir konu olarak karşımıza çıkarken, bu sınırların yaşanılan ortak hayat sonucu korunması zorlaşabilmektedir. Kişisel sınır, yabancılara karşı oluşturmuş olduğumuz bir savunma mekanizması gibi algılandığı için evlilikte bunun olup olmaması kafa karıştırıcı bir durum olarak görülebilir. Ancak her bireyin kişisel sınırlara, evlilik bağı içerisinde de olsa ihtiyacı vardır.
Evlilikte kişisel sınırların belirlenmesi!
Kişisel sınırlar, kişilerin ihtiyaçlarına göre değişkenlik gösterebilir. Çiftlerin neleri paylaşıp neleri paylaşmayacakları kendi duygularına ve düşüncelerine göre şekil alır. Evli çiftler bazı konuların kişisel olması gerektiğini düşünerek hareket edebilirler. Bu durumda kişilerin birbirlerine saygı duyması ve istenilen kadar bilginin paylaşılabiliyor olması gerekir.
Telefon görüşmeleri, banka hesap bilgileri, şifreler ve eski ilişkiler bunlara örnek olarak gösterilebilir. Kişisel bir çalışma ve yalnız kalma alanı belirlemek kişilerin ihtiyaç duydukları konular arasında yer alabilir. Bu gibi durumlarda eşler birbirlerini anlamalı ve uygun ortamları oluşturmak adına birbirlerine yardımcı olmalıdırlar.
Ortak alan olan evde, ev işlerinin herkes tarafından bir sorumluluk olarak görülmesi ve bir plan dâhilinde iş bölümü yapılması kişisel alanın korunmasına yardımcı olacaktır. Hep birlikte yapılacak olan aktivitelerin herkesin görüşü alınarak yapılması kişiler için önemli bir detay olarak karşımıza çıkmaktadır.
Partnerlerin; birbirlerinden sevgi, saygı ve sadakat gibi konularda beklentilerinin olduğu evlilik içerisinde akrabalar ve sosyal çevreyle olan bağların sınırları da huzurlu bir evlilik için gereklidir. Ekonomik ve duygusal kararlarda kişilerin birbirlerine nereye kadar müdahale edebileceklerinin sınırları belirlenebilir ve bu sınır içerisinde kişisel alanın korunması sağlanabilir.
Evlilikte kişisel sınırları korumak için neler yapılabilir?
- Eşler arasındaki olumlu bir iletişim sayesinde kişiler birbirlerinden beklentilerini net bir biçimde anlayabilir ve sınırların çizilmesinde birbirlerine yardımcı olabilirler.
- Sınırlar koyarken ve korunurken partnerlerin değişen ihtiyaçları ve durumları göz gönüne alınmalı ve bu yönde hareket edilmelidir.
- Olası sınır ihlallerinin gerçekleşmesi halinde partnerler birbirlerini doğru biçimde uyarmalı ve bir daha böyle bir olayın yaşanmasının önüne geçilmelidir.
- Sınırların korunması konusunda bazı özel durumların istisna olabileceği ortak bir kanı olarak kabul edilmelidir.
- Sınırların konulması ve korunması durumlarında sürekli olarak yaşanılan bir aksaklık varsa bir uzmandan yardım alınabilir.
0 Yorum