Eko-anksiyete; iklim değişiklikleri, doğal afetler ve diğer çevresel sorunların insan psikolojisinde oluşturduğu kaygı durumundan ortaya çıkmış bir kavramdır. Bu kavram, 2017 yılında APA (Amerikan Psikoloji Birliği) tarafından bir çevresel kıyamet kaygısı olarak nitelendirilmiştir. Bunun sebebi her geçen gün artan doğal afetlerin ve iklim değişikliğinin insanda “Dünya yok olacak ve benim bunda herhangi bir kontrolüm yok!” fikrini oluşturmasıdır. Bu fikir insanlarda kaygıya sebep olmaktadır.
Eko-anksiyete hala araştırılmakta olan bir kavram olmasına rağmen bu kaygı bozukluğunun ana sebebi olarak iklim değişikliği gösterilmektedir. Eko kaygıya sahip insanların belli başlı ruhsal bozukluklara da sahip olma ihtimalleri vardır. Bunlar; depresyon, madde bağımlılığı, saldırganlık, travma sonrası stres bozukluğu vb.
Peki, eko-anksiyete ile nasıl başa çıkabilir, bunu nasıl hafifletebiliriz?
Çevre bilincini etrafınızdakilere de aşılayın.
Çevre bilinci yüksek bir insan olabilirsiniz. Fakat bu gezegeni bir sürü insanla paylaşıyoruz. Bu yüzden çevre bilincini diğer insanlara aşılayarak daha büyük adımlar atılmasını sağlayabilirsiniz. Belki bu doğrultuda bir sivil toplum kuruluşunda gönüllü çalışabilirsiniz.
Karbon ayak izinizi azaltın.
Karbon ayak izinizi azaltmak için ulaşım, alışveriş, yemek tercihlerinizi gözden geçirin. Örneğin yürüyebileceğiniz mesafelerde bireysel araç kullanmak yerine yürümeyi tercih edebilir veya ulaşımınızı bisikletle yapabilirsiniz. Bunlar mümkün değilse bireysel araç yerine toplu taşıma kullanabilirsiniz. Toplu taşıma kullanmak kişi başına düşen karbon ayak izi miktarını düşürür. Fakat daha az karbon ayak izi için tercihiniz ilk seçeneklerden yana olmalıdır.
İhtiyacınıza göre alışveriş yapın. Örneğin market alışverişi yaparken öncesinde alışveriş listesi çıkarabilirsiniz. Listeye göre alışveriş yaparak hem asıl ihtiyaçlarınızı almış hem de gıda israfını azaltmış olursunuz.
Yemek tercihleri ile karbon ayak izinin bağlantısını kuramamış olabilirsiniz. Fakat özellikle hayvancılıkta kullanılan kaynaklar yüksek miktarda karbon salınımına neden olur. Bu yüzden et tüketimini azaltarak bitkisel beslenmeye yönelebilirsiniz. Bunun dışında ihtiyacınız kadar besin tüketerek gıda israfını önlemiş olursunuz ve karbon ayak iziniz azalır.
Doğada vakit geçirin.
Doğada vakit geçirmek kaygıyı azaltabilir. Özellikle varsa çocuğunuz, yoksa sizden daha küçük yaştaki tanıdıklarınızla bu vakti paylaşmak iyi gelebilir. Onlara doğa sevgisini aşılamak mental açıdan sizi yükseltebilir.
Geri dönüşüme önem gösterin.
Satın alma tercihlerinizi olabildiğince doğa dostu ürünlerden yana kullanın. Plastik yerine cam ürünler tercih edebilirsiniz. Kendinize su matarası veya termos alabilir, bu bağlamda pet şişe kullanımını bırakabilirsiniz. Aynı şekilde plastik torba yerine bez çanta kullanabilirsiniz. Ayrıca mahallenizde geri dönüşüm kutuları yoksa belediyelerden talep edebilirsiniz.
Kaynak:
|
0 Yorum