Bir insanın kendine duygularını veya diğer insanlara ait duyguları anlama, yönetme ve sezinleme becerisine duygusal zekâ adı verilmektedir. Yeni bir kavram olarak hayatlarımıza girmiş olan duygusal zekâ göreceli olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Hem duyguları hem de kararları yakından etkilediği düşünülen duygusal zekâ, karmaşık bir bütünden ortaya çıkmaktadır. Duygusal zekânın anlamlandırılabilmesi için öncelikle duyguların anlamlandırılması gerekmektedir.
Duygular sadece romantik anlarda, öfke zamanlarında veya üzüldüğümüz anlarda hissedilmezler. Duygular kişilerin yaşamlarının her alanında ve her zaman var olan olgulardır. Bizler farkında olmasak da duygular bizleri düşündüğümüzden çok daha fazla etkileri altına almaktadır. Duygular olmasa ve sadece mantık idaresinde hareket etmiş olsaydık neler yaşanırdı?
Duygular hayattan tatmin olmamız için bizlere hizmet ederler. Duygular sayesinde pek çok şeyi doğru biçimlerde öğrenir ve hayatımızda uygularız. Beyin, bir olay karşısında yaşadığı duyguyu depolayarak daha sonra bunu kullanmak üzere bizim için saklar. Yaşanılan olumsuz deneyimler anında hissedilen duyguları sayesinde daha sonra hayatta karşılaştığımız aynı durumlarda hissedilen duygular bizlere ne yapmamız konusunda ipuçları verir.
Başkalarının duygularını ve ne düşündüklerini de yine duygusal zekâ sayesinde algılayabiliriz. Empati geliştirmenin altında yatan da yine duygusal zekânın ta kendisidir. Beden dilinin oldukça fazla kullanıldığı duygusal zekâ ile kişilerin beden hareketleri ile neler hissettikleri hakkında bilgiler toplayabiliriz. Kişilerde harekete geçme dürtüsünü tetikleyen de yine duygusal zekâdır.
Hızlı ve doğru tepkiler vermek için bizler duygusal zekâlarımızı kullanırız. Kimi zaman beş duyu organı ile algılanan durumlarda duygusal zekâ devreye girerek bizi harekete geçirir. Böylece tehlikelere karşı korunmamız sağlanır. Bir sınavda başarısız olmaktan korkmuyor olsaydık sınavlar için hiçbir hazırlık yapmaz ve sınavların sonuçlarını umursamazdık.
Neden duygusal zekâyı geliştirmek gerekir?
Duygular bazı zamanlarda mantıksız hareketler sergilememize veya yanlış davranmamıza neden olabilmektedirler. Sağlıklı kararlar verebilmek için dingin bir duygu durumuna ihtiyaç duyarız. Aşırı duygusal zamanlarda verilen kararlar doğruyu bulmak konusunda her zaman en iyi sonuçları vermezler.
Yoğun duygu halinde kişinin zihni çok fazla uyaran ile karşılaşacağı için doğruyu bulma yetisi olumsuz etkilenir. Muhakeme bulanıklaşır ve rasyonel düşünceler yer bulmakta zorluk yaşarlar. İlk bakışta insanlar için oldukça faydalı görünen duygusal zekâ, rasyonel düşünmenin önündeki en büyük engel olarak görülebilmektedir. Peki burada nasıl hareket etmeniz gerektiğini biliyor musunuz? Aslında yapmanız gereken şey bu ikisinin arasında bir denge kurmaktır.
Duygusal zekâ nasıl geliştirilir?
Duygusal zekânın geliştirilebilmesi için yapılacak ilk adım duygularımızı tanımak ve adlandırmaktır. Bu adım, duyguların doğru yönetilebilmesi ve doğru hamlelerin yapılabilmesi için oldukça büyük önem taşır. Kişinin duygularını tanıması için kendi benliğini iyi bilmesi gerekir. Meditasyon ve yoga gibi psikolojik rahatlama sağlayan ve duyguların anlamlandırılmasında kişilere yol gösteren yöntemler hayata dahil edilerek duygusal zekânın geliştirilmesi sağlanabilir.
0 Yorum