Hayatın ritmi giderek hızlanırken zamanı verimli kullanma konusu, hepimizin karşılaştığı problemler arasında yer almaktadır. Kimi zaman yapılması gerekenlerin planlanması ve bir düzene sokulması, yapılacak işlerden daha fazla zamanımızı alabilmekte. Yorucu bir günün sonunda bile kendimizi yarım kalmış işlerin, girilmemiş toplantıların ve yapılması gereken fakat vakit bulunamadığı için yapılmamış işlerin muhasebesini yaparken buluyoruz.
Bu yoğunluklar arasında kişiler kendilerine ayıracak özel bir vakit bulamadıkları gibi kendilerine vakit ayırdıkları zamanlarda da büyük bir suçluluk ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Yapılması gereken işler beklerken kişinin kendisine zaman ayırması kişide suçluluk duygusunun yaşanmasına neden olabilmektedir. Çalışma ve dinlenmeye ayıracağımız zamanların dengesinin bozulması ise hissedilen yorgunluğun artmasına ve yaptığımız işlerde performansımızın düşmesine neden olabilmektedir.
Dinlenme neden göz ardı ediliyor?
Dinlenmek ve kendi istediğimiz, keyif aldığımız bir aktiviteyi yapmak bizlere zaman kaybı gibi görünebilir. Yoğun iş ve yaşam temposu içerisinde kendimize ayırdığımız küçücük zaman dilimlerinden rahatsız oluyor ve boşa geçirilmiş hissiyatına kapılabiliyoruz. Çalışmanın gerekliliğinin kültürel olarak arzu ediliyor olması, kişilerde kaygının ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Kısa sürede nasıl daha fazla iş yapılabileceği gibi konularda pek çok yayın ve video içeriğine ulaşmak mümkün. Sürekli olarak çalışmak ve sürekli meşgul olmak önemli bir iş yapıyor olmanın göstergeleri arasında yer alabiliyor.
Durum böyleyken kendine vakit ayırmak ve sosyalleşmek sorumluluklardan kaçış olarak algılanabilir. Bu durum ayrıca sosyal medyaya yansıyanlar kişileri sürekli olarak çalışma eğilimi içerisine sevk edebilmektedir. Hep daha başarılı olmak ve hep en iyiyi yapmak kişide yoğun bir çalışma gereksinimi doğurabilmektedir. Bu da dinlenmek için ayrılacak zamanın süresini ve kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.
Dinlenme zamanlarının azaltılması verimi düşürür!
Çalışma zamanına gösterilen önemin dinlenme zamanı için gösterilmemesi bilişsel bir uyumsuzluk ortaya çıkararak kişinin kendisini kötü hissetmesine neden olabilmektedir. Bu duygu fazla miktarlarda alınan kafein sonrası, bunun sağlık açısından zararlı olduğunu düşündüğümüzde hissettiğimiz suçluluk duygusu ile benzer bir duygudur.
Vücuttan keyif aldığımız zamanlarda salgılanan dopamin beynimizde prefrontal korteks aracılığıyla salgılanır. Bu salgılanmanın yeteri kadar olmaması motivasyon eksikliği, problemlerin çözümünde zayıf düşünme ve uykusuzluk gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabilir. Dolayısıyla keyif aldığımız işlere ayıracağımız vakit bizlere daha zinde bir beyin ve fiziksel olarak daha güçlü bir vücut olarak geri dönecektir.
Çalışma ve dinlenme dengesi nasıl kurulmalıdır?
Kişinin daha önce yapmış olduğu başarılı işleri düşünmesi ve neler yapabildiğini gözden geçirmesi motive olmasına büyük bir kaynak olacaktır. "Bundan önce de başardım, şimdide başarabilirim," düşüncesi kişinin motivasyonunu arttırırken, dinlenmesi ve kendine vakit ayırması için zaman ayırdığında mutsuz olmasının önüne geçecektir.
Gün içerisinde veya uzun vadede yapılacakların planlanması hem işlerin yetişmesine hem de kendinize kaliteli zaman ayırmanıza yardımcı olacaktır. Uygulanan plan düzeninde günü ilerletmek sizleri oluşabilecek kaygıdan uzak tutacaktır.
0 Yorum