Her yüzyıl, bir yerlerde pandemi diye adlandırılan salgınlar ortaya çıkmaktadır. Bunlar kimi zaman veba, tifüs gibi bakteri kaynaklı kimi zaman da grip gibi virüs kaynaklıdır. Kaynağı her ne olursa olsun pandemi olarak adlandırılması için dünyanın büyük bir kısmını etkilemesi gerekmektedir. Bu yazıda ise Birinci Dünya Savaşı’nda ortaya çıkan ve savaş sebebiyle tüm dünyaya yayılmış olan İspanyol gribinden bahsedeceğiz.
Her ne kadar İspanyol gribi olarak adlandırılsa da hastalığın ilk görüldüğü yer İspanya değildir. İspanya hükümeti yalnızca halka böyle bir hastalığın varlığından bahseden ilk hükümet olduğu için böyle bir isimle anılmaya başlamıştır.
Birinci Dünya Savaşı'na katılmayan İspanya, diğer ülkeler gibi gazete ve haberlerde sansüre gitmemiş, halkını bilinçlendirmek için elinden geleni yapmıştır. Almanya, İngiltere ve Osmanlı Devleti gibi ülkeler ise halihazırda uzun ve kanlı bir savaştayken bir de askerlerini, halkını böyle bir hastalığın varlığı ile morallerini bozmamak adına basına sansür uygulamışlardır. Hastalığın ilk olarak nerede görüldüğü hâlen bilinmese de tüm dünyayı 50 yıl süre ile tehtit etmeyi başarmıştır. Çıkış yeri olarak Amerika, Büyük Britanya veya Çin düşünülmektedir.
Hastalığın orijini ise normal bir grip virüsü olan H1N1'in küçük değişiklikler ile ölümcül bir hale gelmesinden kaynaklanmaktadır. Tüm diğer virüsler gibi ateş yükselmesine, iştah kaybına ve dehidrasyon gibi semptomlara neden olmaktadır. İspanyol gribini diğerlerinden ayıran şey, bu semptomların hafifletilememesidir. Hastalığın semptomlarının etkisini azaltamadığımız için akciğerlerde oluşan hasar sebebi ile insanlar ölmekteydi. Bu günlerde geçirdiğimiz Covid-19 pandemisinde de durum tamamen aynıdır.
İspanya hükümeti her ne kadar diğer hükümetlerden önce harekete geçmiş olsalar da durumu en kötü olan ülkelerden biriydiler. Maske takmayı zorunlu hale getirip insanlara kişisel temizlik dersleri verilse de hastalığın hızla yayılması engellenemedi. Bunun en büyük sebebi ise hastalığa yakalanıp belirtilerin bir kısmını gösteren ya da hiçbir belirti göstermeyen kişilerin toplum içerisinde durmalarından kaynaklanıyordu. Dönemin şartlarında mikroskop teknolojisinin gelişmemiş olması hastalığın tanısını çok geciktirmişti. Buna bir de savaş ekonomisini ekleyince milyonlara yardım etmek oldukça zor bir hâl almıştı.
Yaklaşık olarak 500 milyon kişinin etkilendiği düşünülen bu pandemi, dönemin dünya nüfüsunun üçte birini enfekte etmiş, %3'ünü yani 45 milyon kişiyi öldürdüğü düşünülmektedir. Bazı kaynaklarda bu sayı 100 milyona kadar çıksa bile bu konu hakkında herhangi bir bilgimiz bulunmamaktadır. Bu pandemi sürecinde birinci dalgada yani 1917 yılında yaklaşık bir milyon kişinin hasta olduğu ve bunların büyük bir kısmının ise cephe askerlerinin oluşturduğu düşünülmektedir. Ölü sayısının ise dünya genelinde 100bin olduğu düşünülmektedir. Dönemin şartlarında basit bir grip bile sizi öldürebilecekken bir de bunun yanına savaş şartları geldiğinde bu sayının artması normal gözükse bile İspanyol gribi, kendini sessizce ikinci dalgaya hazırlamaktaydı.
1918 yılının sonlarına doğru hastalık daha güçlü bir şekilde dönmüştü. Yalnızca Amerika'da 300 bine yaklaşan ölü sayıları, Hindistan'da ise 18 milyona varan ölü sayıları rapor edilmekteydi. Bu ikinci dalganın en büyük sebebi ise savaşın yeni bitmiş olması ve fazla askerlerin, özellikle denizaşırı ülkelerden getirilenlerin terhis edilmesiydi. Evlerine dönen askerler salgının yayılmasını hızlandırmış ve durumu katbekat kötü hale getirmişlerdi.
Dünya, durumun ciddiyetini anlamış ve sert önlemler almaya başlamıştı. Avrupa'da çoğu ülkede maskesiz toplumsal alanlara çıkmak yasaklanmıştı. Tüm bu önlemler hastalığın 3. ve 4. dalgalarının nispeten daha hafif atlatılmasına yardımcı olmuştu. Hastalığın seyri yavaşlamış, insanlar bilinçlenmişti. Bir süre sonra da hastalığın aşısı bulunmuş ve insanlık bu zor sınavı atlatmayı başarmıştı. Ancak hastalığın üzerinden çok geçmeden büyük devletlerin medyaları hastalığı insanlara unutturmak için belirli sansürler uygulamışlardır. Bundan dolayı da bu hastalığın bir diğer adı da "Unutulmuş Hastalık"tır. Medyanın üstünü örtmesi ve kendisinden sonra dünyaya yayılan tifüs, sarı humma gibi hastalıklar sebebiyle tamamen tarihe gömülen bu hastalığın insanlığa öğrettiği dersler de bir bir ortadan kalkmıştır.
Kaynakça
- Hoppe, T. (2018). “Spanish Flu”: When Infectious Disease Names Blur Origins and Stigmatize Those Infected. American Journal of Public Health, 108(11), 1462–1464.
- Greenberger, M. (2018). Better Prepare Than React: Reordering Public Health Priorities 100 Years After the Spanish Flu Epidemic. American Journal of Public Health, 108(11), 1465–1468.
- WHO
0 Yorum