Dünya tarihinde birçok önemli an bulunmaktadır. Magna Carta, kavimler göçü, İstanbul’un fethi… Tüm bu önemli olayları say say bitmez ancak bir olay var ki insan ırkının sonunu getirebilirdi. Bu yazıda insanlığı kurtaran adamın hayat hikayesini ve o olayı inceleyeğiz.
Vasili Arkhipov, 30 Ocak 1926’da Moskova’da dünyaya geldi. Köylü olarak adlandırılabilecek bir aileden gelen Vasily, ülkesine en iyi şekilde hizmet etmek için Pasifik Yüksek Denizcilik Okulu’na başvurduktan sonra askeri eğitimine başladı. Eğitimi sırasında 2. Dünya Savaşı patlak verdi ve orduya alındı. 1945 yılında Sovyet-Japon savaşları sırasında mayın arama gemisinde görev aldı. 2 yıl sonra mezun olduğunda Baltık Denizi, Karadeniz ve Kuzey Denizi’nde denizaltılarda çalıştı.
1961 yılının Temmuz ayında hotel sınıfı bir denizaltıda yardımcı komutan olarak görev alan Arkhipov, Grönland kıyılarında tatbikat sırasında reaktör arızası ile karşılaştı. Bir şeyler yapılmazsa reaktör eriyecek ve tüm mürettebat ölecek, Atlas Okyanusu’nun büyük bir kısmı ise radyasyona maruz kalacaktı. Denzialtı komutanı Zatayev, soğukkanlı davranarak mühendislere sorunu halletmelerini emretti ve arızayı onarabildiler. Tüm bu olaylar gerçekleşirken çoktan tüm mürettebat nükleer sızıntıdan etkilenmiş, mühendisler aşırı radyasyona maruz kalmıştı. Birçok iyi denizci birkaç ay içerisinde vefat etti.
Tarihler 1962'yi gösterdiğinde ise SSCB ve ABD arasındaki Soğuk Savaş son hızı ile devam ediyordu. İki tarafta birbirine sürekli kışkırtıcı hamlelerde bulunuyor ve hem kendi hem de dünya halkını tehlikeye atıyorlardı. Aynı zamanda iki tarafta nükleer silahlanma yarışına girmiş, iki tarafta kendi çıkarlarını korumak için askeri paktlar oluşturup adeta dünyayı ikiye bölmüşlerdi. Soğuk Savaş'ın en sıcak anları ise ABD'nin Nato partneri olan Türkiye'ye Jüpiter füzelerini yerleştirmesinin ortaya çıkmasıyla başlamıştı. Bu füzeler Moskova ve Stalingrad gibi önemli Sovyet şehirlerini nükleer bir tehlike ile baş başa bırakmaktaydı.
Avrupa ve Asya'da, komünizm ve kapitalizm bir santranç mücadelesi verir gibi kozlarını paylaşıyorlardı. Tüm bunlar yaşanırken hiç kimsenin beklemediği bir şey meydana geldi. Amerika kıtasında bir devrim gerçekleşti. Küba'da Fidel Castro ve Che Guevara önderliğinde bir komünist devrim gerçekleşti. Tüm olan biteni şaşkınlıkla izleyen ABD, her ne kadar bu yeni rejimi devirmeye çalışsa da başarılı olamadı. Bu baskılar altında Küba Cumhuriyeti de SSCB'den yardım talebinde bulundu. Her ne kadar yardımın içeriği insani gereksinimler olsa da Sovyetler yanlarında silah da getiriyordu. Amerikalı kurmaylar ise bunların nükleer füze olmasından korkuyorlardı. Küba'ya yerleştirilecek bir nükleer füze sistemi, Amerika'yı iç kesimlerine kadar tehdit edebilirdi. Bundan korkan yetkililer ve dönemin Amerikan başkanı Jhon F. Kennedy, bir ultimatom hazırlayarak Sovyetlere kendi belirledikleri sınırı geçmemesini, aksi taktirde bunun bir savaş ilanı olarak görüleceğini bildirdi. Tüm bunlara karşılık Sovyetler de geri adım atmadı ve dünya, 3. büyük savaşına hazırlanmaya başladı.
Tüm hatlardan gelen Sovyet gemi ve denizaltıları Amerika'nın belirlediği sınırlara doğru ilerliyorlardı. Tarihler 27 Ekim 1962'yi gösterdiğinde ise dünyanın kaderi yeniden belirlendi. Henüz uluslararası sularda olan Foxtrot sınıfı B-59'u Amerikan donanması tespit etti. Uçak gemisi USS Randolph ve ona eskortluk eden 11 adet muhrip sınıfı gemi, B-59'u kimliğini belirtmesi için yüzeye çıkmasını istedi. Bu istekleri karşılıksız kalınca da uyarı ateşine başladılar. Ancak bilmedikleri şey ise karşılarındakinin nükleer silah taşıyan bir denizaltı olduğuydu.
Amerikan tacizinden kaçınmak için derinlere ilerleyen denizaltı sonunda izini kaybettirmişti ancak bu sefer de Moskova ile iletişimi kaybetmişlerdi. Tek aldıkları radyo sinyali Amerikan sivil radyo yayınlarıydı. Yüzeyde neler olup bittiğini bilmeyen Kaptan Valentin Grigorievitch Savitsky, bir savaşın başladığını düşünüp Amerika'ya nükleer füze göndermek için kurmaylarını topladı. Herhangi bir nükleer füzeyi ateşleyebilmek için 3 subayın da iznine ihtiyaç duyuluyordu. Ancak Sovyet denizaltılarında bulunan bir diğer yıkıcı silah olan "Special Weapon" için bir izine ihtiyacı yoktu. Her ne kadar kendi emri ile ateşleyebilecek olsa da Arkhipov'un da görüşlerini almak istedi. Vasili Arkhipov bu duruma şiddetle karşı çıkınca aralarında bir tartışma çıktı. Kendisi kaptan olmasına rağmen filoda Arkhipov'un daha fazla saygınlığı vardı. Bundan dolayı Arkhipov'un kararına güvendi ve emirleri bekleme kararı aldı.
1998 yılında vefat eden Vasili Arkhipov'un sadece aldığı bir karar ile tüm insanlığı kurtaran hikayesi onlarca yıl gizli kaldı. 2017 yılında ise yaptıklarından ötürü "Future of Life Award" isimli ödüle layık görüldü.
Kaynakça
- Mark Franchetti in Moscow. (n.d.). Cool hero of Cuban crisis unmasked. Sunday Times, The.
- Future of Life
0 Yorum